Endüstri’de, Ürün’lerin belirli ve her ürün için aynı olan özellikleri olsun isteriz. Bu özelliklerin, önceden belirlenmiş ve her ürün için aynı olmalarını “standart” kelimesi ile ifade ederiz. “Standat-laştırma” anlamındaki “standardizasyon” ise, “çeşitliliğin giderilmesi” ve “belirli sabit özelliklerin oluşturulması”nı ifade eder.
Açıktır ki; Standardizasyon, Ürün’lere uygulanır, İnsan’a değil. “Canlı” olan “çeşitliliğe” tâbîdir. Bunu idrâk etmek için, Tabiat’ı birazcık seyretmek yeter.
Standart’ları belirleyeceğimiz zaman, bir Model oluştururuz. Model, “belirlenmiş bir şablon”dur; ve Ürün, Model’e uygun üretilir. Madde, Model’e göre şekillendirilir, Model’e “benzetilir” ve onunla “aynı şekle sokulur”.
Bu bir Şekil’lendirme işidir, Madde cihetinden.
İnsan’ı, Dış’sal cihetten etki altına, kontrol etmeye çalışmak, İblis’in işidir. Bu kontrol faaliyeti İnsan’a uygulandığında, bunun için Kölelik ve Köleleştirme tâbirlerini kullanırız. Köle’leştiren, “Şekil’lendirme işini, Dış’sal cihetten, İnsan’a uygulamaya çalışan”dır.
Köle’leşen, “Dış’sal etki”ye tâbidir, “İç’sel inanç”a değil. Bu demektir ki, Köle’leşen, öz-değer algısını yitiren, Kendi Kadri’ni bilmeyendir; İç Dünya ile bağını yitirendir. Öz-değer algısını yitirmeyen, Köle’leşmez. Ağlayabilen, öz-değer algısını yitirmez, yitirmemiştir; en azından tamamiyle. Gözyaşı’nın olduğu yerde, ümit vardır.
Öz olan Yaratıcı’dır. Öz-değer, Yaratıcı’nın Yaratım’ına verdiği değerdir ve onun gösterdiği alâkadan kaynaklanır.
13.03.2024