Metafizik İlke’ler nasıl keşfedilir? Bu soruyu cevaplamak için Hermes’in Zümrüt Tabletleri’ni esas alacağız.
Metafiziğin amacı, daha doğrusu konusu, Yaradılış’ın anlaşılmasıdır. Rûh, aktığı Yol ile, Bilinç’e dönüşür. Bu her türlü anlama faaliyetinin esasını oluşturur. Öğrenmenin ne’liğinden önceki yazılarımızda (“Öğrenim Üzerine”) bahsetmiştik.
Aşağıda’da olan Yukarı’da, Yukarı’da olan Aşağıda’da olduğu için; Küçük Âlem olan İnsan’ı anlamak, Büyük Âlem olan Evren’i anlamak ile eşdeğerdir. Aslen birini anlayan ötekini anlar. Daha özünde ise anlaşılan ikisinin birliğidir.
Nefes almadan nefes almanın anlaşılamayacağı gibi ve içmeden suyun tadının bilinemeyeceği gibi, yaratılmadan da Yaradılış anlaşılamaz. Peki bu yeterli midir? Nefes aldığımızın, her an farkında mıyızdır? Hayır, bunun için hatırlamak gerekir. Başka bir ismi ile, zikretmek. Yaradılış’ı anlaması için ise İnsan’ın “yeniden yaratılması” gerekmektedir ki, bundan “Yeniden Yaradılış”ta bahsettik.
Böylece diyeceğiz ki Metafizik İlke’lerin keşfi, Yaradılış’ı konu alması bakımından, ancak Kişi’nin “yeniden yaradılış”ı ile mümkündür. Bu ise Bireysel olması bakımından, bilgisi yazılabilse bile paylaşılamaz. Yani bu Yol’u yürümeyen hiç kimse, bu bilgiden pay edinemez. Demektedir ki bu bilgi, Halk’a kapalıdır. Yani umuma açık değildir.
Bunun sebebi özenle gizleniyor olmasından ziyade, Hakk’ça belirlenmiş imkansızlığından kaynaklıdır. Nefes almanın bilgisinin paylaşılamayacağı gibi. Bunu da pek tabiî yazabiliriz, fakat bu ancak “nefes alan” kimselerce anlaşılabilir. Bu ise onlar için ancak bir zikirden, yani bir hatırlatıdan ibaret olacaktır. Aynı Yol’da yürüyebiliriz, fakat herkes kendi yolunu yürümektedir. Kimse bir diğerinin yerine yürüyemez.
Metafizik İlkeler de, böylece, diyeceğiz ki ancak “yürüyerek keşfedilir”. İçsel yolculuğun “durakları” bu İlke’lere tekâbül eder.
04.08.2023